3 Eylül 2010 Cuma

Geçmiş-Bugün-Gelecek 2


En dibin görüldüğü sezonun hemen ertesindeki sezonun planlaması yapılırken Fenerbahçe yönetiminin elinde 2 seçenek vardı.Ya yine gidip sönmüş veya sönmek üzere olan,sorunlu,uyumsuz yıldızlara büyük paralar saçılacak,ya da Fenerbahçe'nin hiç de alışık olmadığı bir şey denenip yeni bir dönem başlatılacaktı.

Daha önceki icraatlarına bakıldığında taraftarı dehşete düşüren Fenerbahçe yönetimi,göreve geldiği günden o güne kadarki ilk doğru adımını işte tam da o günlerde attı.

Takımın başına hem ligi tanıyan,hem de Almanya milli takımının başına geçmesi kokain davası yüzünden son dakikada engellenen,yine aynı Fenerbahçe gibi yeni ve radikal bir başlangıca ihtiyacı olan Christoph Daum getirildi.

Ogün,Abdullah,Ceyhun,Beschastnykh takımdan gönderilirken,Rüştü Reçber Katalan halkına Franco'nun etmediğini etmeye, Rapaic ise taraftarın kalbini iç cebine koyup Perugia'ya gidiyordu.

Bir önceki sezon takımda bulunan Volkan,Tuncay,Kemal gibi ümit milli takımın omurgasını oluşturan oyunculara Denizlispor'dan Servet Çetin,İstanbulspor'dan Selçuk Şahin ve Sakaryaspor'dan -yerli Roberto Carlos- Mahmut Hanefi Erdoğdu katılıyor ve bu köklü değişimin temelleri atılıyordu.

Geleceğe yönelik yapılan bu transferlerle çehre değiştiren kadroya Trabzonspor'dan Aurelio,Corinthians'tan güzel adam Luciano,Como'dan Stjepan Tomas,İstanbulspor'dan İvaylo Petkov eklenirken takım,benim bugüne kadar Fenerbahçe'de gördüğüm tek saha içi lider Pierre Van Hooijdonk ile son rotuşlarını tamamlayıp sahneye çıkmaya hazırlanıyordu.

Sezon başı Almanya'da yapılan hazırlık kampını yakından takip edenlerden çok sonraları öğrendiğime göre Christoph Daum,bu dönemde işe en temel bilgilerden başlayıp takımı yepyeni bir döneme hazırlamış,özellikle Türk futbolcusunun en büyük eksikliği olan bireysel teknik-taktik eksikliklerin üzerinde durmuştu.Yine çok sonraları tanıştığım Pierre'in ağzından duyduğum bir cümle o dönem yaşanan her şeyin özeti gibiydi: ''Her ne kadar Daum'dan nefret etsem de Tuncay,bugüne kadar gelmesini Tanrı kadar Christoph'a da borçlu''

Sezona şok 3-0'lık İstanbulspor maçı ile başlayan -rip Enke- Fenerbahçe'de çok ilginç bir dönemden geçiliyordu.Taraftarın ilk kez büyük beklentiler içine girmeden karşıladığı,takımdaki yeni oluşumdan memnun gözüktüğü sezonun devre arasına,lider Beşiktaş'ın -1 maç eksikle- 11 puan gerisinde girildi.

Devre arasında takıma yapılan Nobre ve Mehmet Yozgatlı takviyeleri ile aradaki puan farkı -Beşiktaş'ın üstün çabalarının da katkısıyla- kısa sürede kapanmış ve takım 23.haftadaki Galatasaray maçı ile ele geçirdiği liderliği sezon sonuna kadar sürdürüp çok ama çok önemli bir şampiyonluk elde etmişti.Sezon boyunca akıllardan çıkmayacak bir çok frikik golü dahil olmak üzere toplam 24 gole imza atan Pierre,bunların dışında toplam 5 kez çizgiden top çıkarmış ve iyi ile büyük futbolcu arasındaki farkı bizlere bir kez daha hatırlatmıştır.

Devam edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder